26 Mart 2014 Çarşamba

İstanbul'un takıntıları

İstanbullulara sorduk onların takıntıları neler?
Birçok insanın farklı farklı takıntıları var en basitinden kapı kilitlemek ve bundan emin olamamak bile bizim insanımızda takıntı haline gelmiş durumda...
Detaylar aşağıdaki videoda...

Hazırlayan: Yasemin Şenkol

19 Mart 2014 Çarşamba

Takıntılarımız hastalığa dönüşürse


   Takıntılarımız hastalığa dönüşürse…

Hepimizin bazı takıntıları vardır, kimi farkındadır kimi farkında değildir… Peki ya takıntılarımız hastalığa dönüşürse…
 Halk dilinde takıntı hastalığı diye adlandırılan, obsesif kompülsif bozukluklar günümüzde artık bir çok kişide görülmektedir. Obsesif kompülsif dediğimiz hastalık, kişinin günlük hayatını ve sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkiler ve zaman kaybına yol açar. Bu takıntı hastalığının artması kişiye huzursuzluk, mutsuzluk hissini fazlasıyla yaşatır. Bu hastalıkla birlikte kişilerde, depresyon dediğimiz diğer psikolojik rahatsızlıkta başlayabilir.
  Her insan bazı takıntılara sahiptir ama bu durum kişinin günlük hayatını etkiliyorsa , tedavi edilmesi şarttır. Bu takıntıların günümüzde giderek artmasının en büyük nedeni nedir?  Tedavisi var mıdır? Bunun gibi birçok soru aklımıza gelebilir.
   Bu konuyla ilgili olarak sorularımı Psikolog Ceyda Tunca cevapladı. Öncelikle bu hastalığın ne olduğunu ve nedenlerini şu sözleri ile ifade etti:

Psikolog Ceyda Tunca
‘’Obsesyon dediğimiz takıntılı düşüncelere sahip olma durumunu bir nedene bağlamak zordur, genetikte olabilir sonradan da çevrenin etkisiyle ya da yaşanılan bir travma ile ortaya çıkabilir. Bu hastalıkta en önemli faktör kişiyi bir ya da birden fazla tetikleyen unsurların bulunmasıdır. Takıntılı düşüncelerin bizi sarması obsesyon, bu düşüncelerden kurtulmak için rahatlama amacıyla yapılan ve tekrarlanan davranışlara kompülsiyon denir. Kompülsiyonların amacı takıntılı düşünceleri önlemek ve uzaklaştırmaktır. Bu yüzden kişi birden çok bir davranışı tekrarlayabilir. Bana göre bu takıntılı durum kişinin günlük hayatında yaşadığı stres ile doğru orantılıdır. Aynı zamanda bu hastalık mükemmeliyetçi karakter özelliğine sahip olan kişilerde daha çok görülüyor’’ dedi.

Takıntılarımızı yok edelim…

Obsesyon dediğimiz hastalıkta önemli olan, takıntıların kişinin günlük yaşam kalitesini ne kadar etkilediği ve ne kadar zorlaştırdığıdır. Bununla ilgili bir örneği Ceyda Tunca şu sözleri ile bize anlattı:
‘’ 5 çocuğa sahip olan bir kadın, eğer arka arkaya 5 tane sigara içmez ise çocuklarının başına bir şey geleceğine inanıyor hatta kaçıncı sigarasında kaldıysa o çocuğunun başına bir şey geleceğine dair bir korkuya kapılıyor ve bu durumda sağlığı uğruna 5 tane sigarayı arka arkaya içmeye devam ediyor’’ dedi.
 Bu durum obsesif kompülsife bir örnektir. Sonuç olarak takıntılı düşüncelerden çıkıp hastalık boyutuna gelmiş bir durumdur. Son olarak bu durumun tedavi yöntemleri ile ilgili düşüncelerini şöyle dile getirdi:
‘’ Takıntıları ile başa çıkamayan kişiye öncellikle bilişsel davranış terapisi dediğimiz bir tedavi yöntemi uygulanır ve ilaç tedavisi eşlik eder. Tedaviden zaman sonra kişi günlük hayatında ki takıntılı düşüncelerinden ve davranışlarından uzaklaşmaya başlar. Takıntıların başında bir uzmana danışılması tedavi süresini azaltır. Yerleşmiş ve uzun zamana sahip olan takıntılardan kurtulmak daha da zordur’’ dedi.
Her hastalıkta olduğu gibi obsesif kompülsif de erken teşhis önemlidir. Bu hastalık ileriki safhalara geçmeden önlem almak ve tedaviye başlamak önemlidir.


                                                                                         Hazırlayan: Yasemin Şenkol



12 Mart 2014 Çarşamba

Totem yaparsak...

Totem kişiden kişiye rakipten rakibe göre değişir... Totem inancının mantığı  tartışılmaz  ama eğlenceli bir hal alabilir.


Formam olmadan asla...



7 Mart 2014 Cuma

   Takıntılar ve yapılan totemler… Günümüzde git gide çoğalan, sizin bile kendinizde farkına varamadığınız o kadar çeşitli takıntı ve totemler var ki…

  Ya açık kalmışsa?

  Üniversite öğrencisi bir kız düşünün, tek başına yaşıyor ve yoğun bir okul hayatına sahip. Evinden çıkıyor, okuluna gitmek için arabasına biniyor. Her şey yolunda, son ses müziğini açıp yola koyuluyor.  Sonra birden bire o olumsuz düşünce aklına geliyor: ‘’Acaba evden çıkarken kapıyı kapattım mı hatta kilitledim mi? ’’ Hayat bir anda onun için duruyor sanki başka bir şey düşünemez hale geliyor, bu düşünce onun aklını kemirmeye başlıyor, kendi kendini telkin etmeye çalışsa da işe yaramıyor, o kadar huzursuz oluyor ki, eve geri dönüp kapıyı kontrol etme kararı alıyor. Oysa evden çıkarken kapıyı kapatmış ve kilitlemiştir. Evine geri dönen kız, içinin rahat etmesi için kapalı kapının fotoğrafını çekip en yakın arkadaşına yollama kararı alıyor çünkü bu yöntem onun emin olmasını sağlayan tek yol. Bu anlattığım hikâye günümüzde ‘’şüphe takıntısı’’ diye adlandırılıyor. Kişi yaptığı eylemlerden bir türlü emin olamıyor ve bu yüzden farklı yöntemlere başvuruyor. Bu yöntemler sonucu yaptığı hareketler, toplum içersinde dikkat çekiyor. Bu yüzden de halk arasında ‘anormal, kafayı yemiş, ruh hastası, psikopat’ gibi sözcükler ile nitelendiriliyor. Bu bahsettiğim durum takıntı türlerinden sadece bir tanesine örnek. Bu örnek gibi niceleri var.

  Takıntı ve Totem Nedir?

  Takıntılar ve yapılan totemler… Günümüzde git gide çoğalan, sizin bile kendinizde farkına varamadığınız çok çeşitli takıntı ve totemler vardır. Öncelikle takıntının ne demek olduğundan başlayalım. Takıntı ya da takıntılar; biz istemediğimiz halde zihnimizde oluşan rahatsız edici imge veya dürtülerdir. Soyut bir kavram olan takıntılar davranışlara dönüşüyorsa eğer, gündelik hayatı fazlasıyla etkiliyor demektir.  Örneğin gündelik hayatta, bu takıntılar sonucu oluşturulan totemlerden sizlere bahsedecek olursam: totem, ilkel kabilelerin taptığı putlara verilen isimdir, ama günümüzde totem kelimesi spor literatüründe yer alıyor, aklımıza hepimizin bir anda futbol maçları geliyor, bunun nedeni ise totemin günümüzde, kendi takımının kazanmasını isteyen taraftarların başvurduğu çeşitli hareketler olarak algılanması. Sonuç olarak, onlara göre totem demek, kendi takımlarının kazanması için yaptıkları farklı ve sihirli yöntemler. Kimi kazanılan maçtan itibaren sakalını kesmiyor, kimi maç süresi boyunca yerinden kalkmıyor bunun gibi çeşitli birçok yöntemleri var ve bu yöntemler onların hayatını değiştiriyor. Kendileri gerçekten bu düşüncelere inanıp ona göre hareket ediyorlar. Toplum arasında anormal dediğimiz hareketleri sergilemekten totemleri uğruna çekinmiyorlar. Belki de bu davranışları, totemleri yerine getirmezler ise bütün günleri kötü geçiyor. Bu totemler ve takıntılar sonucu sağlığı bozulanlar bile karşımıza çıkabiliyor. Kısaca yaptıkları totemler, onların yaşantılarına yön veriyor gibi bir durum söz konusu.

Takıntılı mıyım?

  İnsanların yaşam tarzını bile değiştirebilecek kadar etkili olan bu takıntıların nedeni sizce nedir? Bu soruya tek bir cevap vermek zor. Genelde kişinin yaşadığı çevre ve yaşam tarzı önemli bir rol oynuyor. Çözüm olarak ise bu takıntıların, davranışların üzerine gitmek, onlar ile savaşmak gerektiği tüm psikologlar tarafından vurgulanıyor. Yaşayan bilir. Takıntılar ve totemler ile yaşamak zordur çünkü düşünceleri zihinden uzaklaştırmak nerdeyse imkânsızdır ve kişinin hayatını olumsuz yönde oldukça etkiler. Aynı zamanda kişiye bir ömür boyu huzursuzluk hissini yaşatır. O kadar farklı hikâyeler mevcuttur ki.  Bu yazıyı okuduktan sonra sizde kendinizdeki takıntıları fark edebilirsiniz. Takıntılı olmak hayatımıza hep olumsuzluklar mı getirir?  Bize başarı sağlar mı?  İnsanların en büyük takıntıları, yaptıkları totemler nelerdir? Bununla ilgili bilgileri ilerleyen günlerde sizler ile paylaşacağım…

                                         

                                                                                          Hazırlayan: Yasemin ŞENKOL