Takıntılarımız hastalığa dönüşürse…
Hepimizin bazı takıntıları vardır, kimi farkındadır kimi
farkında değildir… Peki ya takıntılarımız hastalığa dönüşürse…
Halk dilinde
takıntı hastalığı diye adlandırılan, obsesif kompülsif bozukluklar günümüzde
artık bir çok kişide görülmektedir. Obsesif kompülsif dediğimiz hastalık, kişinin
günlük hayatını ve sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkiler ve zaman kaybına
yol açar. Bu takıntı hastalığının artması kişiye huzursuzluk, mutsuzluk hissini
fazlasıyla yaşatır. Bu hastalıkla birlikte kişilerde, depresyon dediğimiz diğer
psikolojik rahatsızlıkta başlayabilir.
Her insan bazı
takıntılara sahiptir ama bu durum kişinin günlük hayatını etkiliyorsa , tedavi
edilmesi şarttır. Bu takıntıların günümüzde giderek artmasının en büyük nedeni
nedir? Tedavisi var mıdır? Bunun gibi
birçok soru aklımıza gelebilir.
Bu konuyla ilgili olarak sorularımı Psikolog
Ceyda Tunca cevapladı. Öncelikle bu hastalığın ne olduğunu ve nedenlerini şu
sözleri ile ifade etti:
 |
Psikolog Ceyda Tunca |
‘’Obsesyon dediğimiz takıntılı düşüncelere sahip olma
durumunu bir nedene bağlamak zordur, genetikte olabilir sonradan da çevrenin
etkisiyle ya da yaşanılan bir travma ile ortaya çıkabilir. Bu hastalıkta en
önemli faktör kişiyi bir ya da birden fazla tetikleyen unsurların bulunmasıdır.
Takıntılı düşüncelerin bizi sarması obsesyon, bu düşüncelerden kurtulmak için
rahatlama amacıyla yapılan ve tekrarlanan davranışlara kompülsiyon denir.
Kompülsiyonların amacı takıntılı düşünceleri önlemek ve uzaklaştırmaktır. Bu yüzden
kişi birden çok bir davranışı tekrarlayabilir. Bana göre bu takıntılı durum
kişinin günlük hayatında yaşadığı stres ile doğru orantılıdır. Aynı zamanda bu
hastalık mükemmeliyetçi karakter özelliğine sahip olan kişilerde daha çok
görülüyor’’ dedi.
Takıntılarımızı yok edelim…
Obsesyon dediğimiz hastalıkta önemli olan, takıntıların
kişinin günlük yaşam kalitesini ne kadar etkilediği ve ne kadar zorlaştırdığıdır.
Bununla ilgili bir örneği Ceyda Tunca şu sözleri ile bize anlattı:
‘’ 5 çocuğa sahip olan bir kadın, eğer arka arkaya 5 tane
sigara içmez ise çocuklarının başına bir şey geleceğine inanıyor hatta kaçıncı
sigarasında kaldıysa o çocuğunun başına bir şey geleceğine dair bir korkuya
kapılıyor ve bu durumda sağlığı uğruna 5 tane sigarayı arka arkaya içmeye devam
ediyor’’ dedi.
Bu durum obsesif kompülsife bir örnektir. Sonuç olarak
takıntılı düşüncelerden çıkıp hastalık boyutuna gelmiş bir durumdur. Son olarak
bu durumun tedavi yöntemleri ile ilgili düşüncelerini şöyle dile getirdi:
‘’ Takıntıları ile başa çıkamayan kişiye öncellikle
bilişsel davranış terapisi dediğimiz bir tedavi yöntemi uygulanır ve ilaç
tedavisi eşlik eder. Tedaviden zaman sonra kişi günlük hayatında ki takıntılı
düşüncelerinden ve davranışlarından uzaklaşmaya başlar. Takıntıların başında
bir uzmana danışılması tedavi süresini azaltır. Yerleşmiş ve uzun zamana sahip
olan takıntılardan kurtulmak daha da zordur’’ dedi.
Her hastalıkta olduğu gibi obsesif kompülsif de erken
teşhis önemlidir. Bu hastalık ileriki safhalara geçmeden önlem almak ve tedaviye
başlamak önemlidir.
Hazırlayan: Yasemin Şenkol