19 Mart 2014 Çarşamba

Takıntılarımız hastalığa dönüşürse


   Takıntılarımız hastalığa dönüşürse…

Hepimizin bazı takıntıları vardır, kimi farkındadır kimi farkında değildir… Peki ya takıntılarımız hastalığa dönüşürse…
 Halk dilinde takıntı hastalığı diye adlandırılan, obsesif kompülsif bozukluklar günümüzde artık bir çok kişide görülmektedir. Obsesif kompülsif dediğimiz hastalık, kişinin günlük hayatını ve sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkiler ve zaman kaybına yol açar. Bu takıntı hastalığının artması kişiye huzursuzluk, mutsuzluk hissini fazlasıyla yaşatır. Bu hastalıkla birlikte kişilerde, depresyon dediğimiz diğer psikolojik rahatsızlıkta başlayabilir.
  Her insan bazı takıntılara sahiptir ama bu durum kişinin günlük hayatını etkiliyorsa , tedavi edilmesi şarttır. Bu takıntıların günümüzde giderek artmasının en büyük nedeni nedir?  Tedavisi var mıdır? Bunun gibi birçok soru aklımıza gelebilir.
   Bu konuyla ilgili olarak sorularımı Psikolog Ceyda Tunca cevapladı. Öncelikle bu hastalığın ne olduğunu ve nedenlerini şu sözleri ile ifade etti:

Psikolog Ceyda Tunca
‘’Obsesyon dediğimiz takıntılı düşüncelere sahip olma durumunu bir nedene bağlamak zordur, genetikte olabilir sonradan da çevrenin etkisiyle ya da yaşanılan bir travma ile ortaya çıkabilir. Bu hastalıkta en önemli faktör kişiyi bir ya da birden fazla tetikleyen unsurların bulunmasıdır. Takıntılı düşüncelerin bizi sarması obsesyon, bu düşüncelerden kurtulmak için rahatlama amacıyla yapılan ve tekrarlanan davranışlara kompülsiyon denir. Kompülsiyonların amacı takıntılı düşünceleri önlemek ve uzaklaştırmaktır. Bu yüzden kişi birden çok bir davranışı tekrarlayabilir. Bana göre bu takıntılı durum kişinin günlük hayatında yaşadığı stres ile doğru orantılıdır. Aynı zamanda bu hastalık mükemmeliyetçi karakter özelliğine sahip olan kişilerde daha çok görülüyor’’ dedi.

Takıntılarımızı yok edelim…

Obsesyon dediğimiz hastalıkta önemli olan, takıntıların kişinin günlük yaşam kalitesini ne kadar etkilediği ve ne kadar zorlaştırdığıdır. Bununla ilgili bir örneği Ceyda Tunca şu sözleri ile bize anlattı:
‘’ 5 çocuğa sahip olan bir kadın, eğer arka arkaya 5 tane sigara içmez ise çocuklarının başına bir şey geleceğine inanıyor hatta kaçıncı sigarasında kaldıysa o çocuğunun başına bir şey geleceğine dair bir korkuya kapılıyor ve bu durumda sağlığı uğruna 5 tane sigarayı arka arkaya içmeye devam ediyor’’ dedi.
 Bu durum obsesif kompülsife bir örnektir. Sonuç olarak takıntılı düşüncelerden çıkıp hastalık boyutuna gelmiş bir durumdur. Son olarak bu durumun tedavi yöntemleri ile ilgili düşüncelerini şöyle dile getirdi:
‘’ Takıntıları ile başa çıkamayan kişiye öncellikle bilişsel davranış terapisi dediğimiz bir tedavi yöntemi uygulanır ve ilaç tedavisi eşlik eder. Tedaviden zaman sonra kişi günlük hayatında ki takıntılı düşüncelerinden ve davranışlarından uzaklaşmaya başlar. Takıntıların başında bir uzmana danışılması tedavi süresini azaltır. Yerleşmiş ve uzun zamana sahip olan takıntılardan kurtulmak daha da zordur’’ dedi.
Her hastalıkta olduğu gibi obsesif kompülsif de erken teşhis önemlidir. Bu hastalık ileriki safhalara geçmeden önlem almak ve tedaviye başlamak önemlidir.


                                                                                         Hazırlayan: Yasemin Şenkol



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder