14 Mayıs 2014 Çarşamba

Sosyal Medya Takıntısı

Sosyal Medya Takıntısı Sizi Kontrol Altına Almasın

Belki de sizde onlardan biri olabilirsiniz... Cep telefonu olmadan salondan mutfağa gidemeyen, sosyal medyaya gün boyu bakmadan, zaman geçiremeyen insanlar grubu…

Bugüne kadar birçok takıntı türünden bahsettik. Bu gün anlatacağım takıntı türü bir bağımlılık aslında, günümüzde teknolojinin gelişmesiyle, buna bağlı olarak başka bir takıntı türü daha ortaya çıktı diyebiliriz. Bunun adı sosyal medya takıntısı. Belki de sizde onlardan biri olabilirsiniz... Cep telefonu olmadan salondan mutfağa bile gidemeyen, sosyal medyaya gün boyu bakmadan, zaman geçiremeyen insanlar grubu…


Günümüzde birçok insan sosyal medyada yer alıyor. Facebook, Twitter, İnstagram ve buna benzer sosyal paylaşım sitelerini kullanıyor. Ama bir de onlar olmadan yaşayamayan insanlar var. Özellikle gençler, onların birçoğu aslında sosyal medyaya takıntılı, sadece bu durumu farkında değiller. Bir genç kız uyanıyor, daha yatağından çıkmadan twitterına’’ uyandım herkese günaydın’’ yazıyor ve gün içinde yaşadığı her duyguyu, yaptığı her aktiviteyi paylaşıyor. Bunu yapmak onun için bir takıntı haline dönüşmüş, gün içinde elinden telefonu düşmüyor, sayfası güncellendikten bir dakika sonra tekrar bakıyor ve bunu yaparken belki de farkında bile değil. Aynı zamanda gittiği her yerde check-in yapıyor, gün içinde yediği yemeğe kadar birçok şeyi, bu sosyal paylaşım sitelerinde fotoğraflar ile paylaşıyor. Her gün bunu yapıyor, insanlar tarafından tepki alsa da onun için bu durum normal. Sanki sosyal medya için yaşıyor onun hayatını sanki sosyal medya yönetiyor…

Bu konuyla ilgili sorularım cevaplandı. Sosyal medyada yer alıyor musunuz? ve gün içersinde ne sıklıkla kullanıyorsunuz? Sizde sosyal medya takıntısına sahip misiniz?Aşağıdaki videoda detayları izleyebilirsiniz...





                                                                                     Hazırlayan: Yasemin Şenkol

7 Mayıs 2014 Çarşamba

Dini takıntı

Bu takıntı türünde kişi, din kavramının istemediği şeyleri zihinsel dünyasında gerçekleştirir ve bu yüzden bir korkuya kapılır. Dini takıntı, inançlarına oldukça bağlı olan insanlarda görülür bu yüzden kültüre bağlı olarak dindar toplumlarda daha çok karşımıza çıkar. ilk olarak, dini obsesyon insanın din ile ilgili konularda şüpheye düşmesiyle ve kendi inançlarını olan bağlılığını sorgulamasıyla başlar. Aslında kişi inançlarına o kadar bağlıdır ki, inancına karşılık gelecek her durumu yaşamaktan korkar.

Ben günah mı işliyorum?

Dini takıntının diğer takıntı türlerinden farkı, kişi zihninde sadece din ile ilgili kavramları sorgular ve din ile ilgili kontrol edemediği düşüncelere sahiptir. Bu durumdan çıkarılan genel sonuç, aslında kişi beyninde din ile ilgili her konuyla barışık değildir. Bu takıntı türünde kişi, din kavramının istemediği şeyleri zihinsel dünyasında gerçekleştirir ve bu yüzden bir korkuya kapılır. Daha sonra ‘’Acaba bu kontrol edemediğim düşünceler yüzünden ben günaha giriyor muyum?’’ diye kendini sorgulamaya başlar. Kontrol edemediği bu düşünceler yüzünden kişi suçluluk duygusuna kapılır. Bazı durumlarda dini obsesyonun kişiyi intihara kadar sürüklediği bile görülmüştür. Bu takıntı türü bizim toplumumuzda yaygın olarak görülür. Dini takıntıya sahip olan insanların diğer insanlara göre Allah korkusundan dolayı daha duyarlı ve daha vicdanlı olduğu söylenir. Başkalarına zarar vermekten, yalan söylemekten oldukça çekinirler. Bu konuyla ilgili olarak Murat Şahin ile yaptığım röportajı sizler ile paylaşmak istiyorum. Market görevlisi Murat Şahin, bize bu konuyla ilgili düşüncelerini şu şekilde ifade etti:‘’ Daha önce bu takıntıya sahip olduğumu farkında değildim. Geceleri dua ederken istemsizce içimden küfürler ve buna benzer sözler geçiriyordum. Daha sonra vicdan azabı çekip garip bir korkuya kapılarak tekrar tekrar duaya başlıyordum. Daha sonralarda bu durumu her gece yaşamaya başladım ve dua ederken kendi düşüncelerimi kontrol edemediğimi fark ettim. Garip bir suçluluk duygusu beni oldukça rahatsız ediyordu, acaba ben günah mı işliyorum diye kendimi sorgulamaya başlamıştım, sonra namaz kılarken istemsizce aklımdan küfürler geçiyordu.
Murat Şahin



 Bunun gibi şeyler yaşıyordum, sonradan öğrendim ki birçok insan bunu yaşıyor. Bir psikologa gitmedim hala bu takıntıya sahibim ama psikolog olan bir müşterim var, kendisi bu konuda bana biraz yardımcı oldu diyebilirim. Kendisi ailemin ve benim dine olan düşkünlüğümü buna neden gösterdi. Aynı zamanda Allah korkusu beni her zaman daha vicdanlı bir insan yapmıştır.’’ dedi.




30 Nisan 2014 Çarşamba

Kararsızlık Takıntısı (Abuloma)

Bazı kararlar zaman gerektirir ama en ufak bir karar alırken bile saatlerce düşünmek neden? Sürekli ikilemde kalmak ve kafamızdaki sorular…
Kararlar, hayatımıza yön verir. Bu yüzden insanlar bazen birçok konuda kararsızlık yaşabilirler. İkilemde kalıp benim için doğru karar hangisi diye düşünebilirler bu durumu her insan yaşar. Peki ya en ufak bir karar bile alırken ikilemdeysek? İşte o zaman bu bir tür rahatsızlıktır. Kişideki kararsızlık durumu takıntı haline dönüşmüş demektir. Örneğin kişi makarna mı yoksa salata mı yiyeceğini uzun zaman düşünüyorsa, bunun sonucunda bir karara varamıyorsa bu kişi, kararsızlık takıntısına sahip diyebiliriz. Başka bir örnek alışveriş yapan bir kişi saatlerce alacağı aynı ürünün rengine karar veremiyorsa eğer ve bunun için birçok kişiye danışıyorsa bu kişide kararsızlık takıntısına sahiptir. Basit kararları bile alırken kişi zaman kaybı yaşar.
 Bu durum kişiye oldukça zarar verir. Günlük hayatındaki işlerinin aksamasına, genelde gideceğe yerlere geç kalmasına neden olur. Kişi o kadar kararsızdır ki en başında bir işe başlarken düşünmekten zaman kaybeder. Bu takıntı türü genelde bu yüzden kişinin hayatını olumsuz yönde etkiler ve onu sürekli başarısızlığa doğru sürükler. Genelde bu takıntıya sahip kişiler, etrafındaki kişilerden kararsızlıkları yüzünden oldukça tepki alırlar. Sonrasında daha da stres olup kendileri için doğru kararı vermekte başarısız olurlar. O kadar çok kişiye danışıp, fikirlerini alırlar ki sonunda kendi isteklerini gerçekleştiremezler. Kişi için bir karar vermek imkansız hale gelir. Bu duruma neden olan temel sorun kişinin takıntılı düşüncelere sahip olmasıdır. Takıntılı düşünceler karar verme mekanizmasını engeller. Bu durumda bir terapiste danışmak en etkili çözümdür.

Aşağıdaki videoda detayları izleyebilirsiniz.





Hazırlayan: Yasemin Şenkol

21 Nisan 2014 Pazartesi

Sayma takıntısı


Sayma takıntısında kişi etrafındaki sayılara takılır. Bulunduğu ortamdaki  her şeyi saymaya başlar.  Kısacası sayılar kişini hayatında önemli yer tutar ve kişinin hayatın yönlendirir.





Aşağıdaki videoda detayları görebilirsiniz...

16 Nisan 2014 Çarşamba

Nar Takıntısı


Nar Takıntısı...

Yunan mitolojisinde yer alan nar kırma geleneği, ülkemizde de özellikle son yıllarda birçok kişi tarafından uygulanmaktadır.

Daha önce nar takıntısı ya da nar geleneği ile ilgili bazı şeyler duydunuz mu? Öncellikle nar takıntısı ya da nar geleneğinin ne olduğundan bahsedelim. Nar geleneği bir inanç, bir totemdir. İnsanlar nar kırmanın onlara şans ve bolluk getireceğine inanırlar. Nar, ilk olarak Yunan mitolojisinde ki efsanelerde geçer. Aynı zamanda Yunan tanrıçalarından Hera ve Afroditin simgesidir. Nar, tarihte tarımı en eski yapılan meyvelerden bir tanesidir. Birçok medeniyette bereket, doğurganlık, sağlık ve zenginliğin sembolüdür. Yunan mitolojisinde yer alan nar kırma geleneği, ülkemizde de özellikle son yıllarda birçok kişi tarafından uygulanmaktadır. Bu konuyla ilgili özellikle yeni yıla girerken kapısının önünde nar kırmayı bir gelenek, takıntı haline getiren Alev İna Mesutoğlu ile yaptığım röportajı sizler ile paylaşmak istiyorum. Alev İna Mesutoğlu bu takıntısını bize şu cümleler ile ifade etti:

Alev İna Mesutoğlu
‘’ Yeni yıla girerken ve yeni bir işe başlarken kapımın önünde nar kırmanın bana şans getirdiğine inanıyorum. Kırdığım narınparçaları ne kadar uzağa giderse o yıl veya o işin bana bir o kadar çok şans ve bolluk getireceğine inanıyorum. Bazı insanlara saçma bir gelenek geliyor ama bende hep işe yarıyor’’ dedi.

Bu totemin sonuçlarını merak ediyorum Alev İna Mesutoğlu’nun hayatında ne gibi değişiklikler sağladığını ve insanlar tarafından nasıl algılandığını soruyorum. 
Kırılan Narlar


Alev İna Mesutoğlu bu konuyla ilgili düşüncelerini bize şu ifadeler ile belirtti:

‘’Bu durum birçok konuda şans getirdi hayatıma ama aynı zamanda zararı da oldu çünkü bu inancım takıntı haline dönüştü. Sadece kendi evimin önünde değil, başka yerlerde de şansına inandığım için nar kırmaya başladım. Bazen arkadaşlarımla birlikte nar kırma törenleri düzenliyoruz. Bizim gibi nar geleneğini yapan birçok insan var, özellikle yılbaşı zamanı nar fiyatlarının artması bu durumunda bir göstergesidir. Bu durum insanlar tarafından garip algılanıyor çünkü biz bu geleneği takıntı haline getirdik. Nar geleneğini biz değiştirdik, günlük hayatımızın vazgeçilmez bir totemi haline getirdik. Geçenlerde yeni bir iş başvuru yapan arkadaşımla birlikte iş yerinin önünde nar kırdık. Okulun kapısında nar kırdığımdan beri okul hayatım çok yolunda, aslında nar simgesinin de benim yaşamımda yeri büyük, çoğu zaman bana iyi geldiğine inanıyorum en yakın kız arkadaşım bana hediye olarak nar şeklinde mumluklar aldığından beri hiç kavga etmiyoruz ’’ dedi.


Nar Şeklinde Mumluk



                                                                                      Hazırlayan: Yasemin Şenkol

9 Nisan 2014 Çarşamba

Temizlik takıntısı


Temizlik hastalığına sahip olan Ebru Özyurt, evde olduğu zamanlarda kendini temizlik yapmaktan alamıyor. Ebru, temizlediği bir objenin tamamen temiz olduğuna inana kadar temizlik yapmaya devam ediyor.

2 Nisan 2014 Çarşamba

Takıntılar ile Başımız Belada



  Şüphe takıntısına sahip olan kişi, bir eylemi yaptığından bir türlü emin olamaz ve bu yüzden davranışı defalarca tekrarlar.
Bu hafta, takıntı türlerinden bir tanesi olan ‘şüphe takıntısından’ bahsetmek istiyorum. Bu takıntı türü aslında sağlıklı birçok insanda da görülebilir. Her insan bir eylemi gerçekleştirirken bazen kendinden emin olamaz, kendini sorgulayabilir ama bu durumun bir sınırı vardır. Eğer sınır geçiliyorsa ve gündelik hayatımız olumsuz yönde etkileniyorsa, şüphe takıntısına sizde sahipsiniz demektir.
     


 Hem şüpheciyim hem takıntılı 
Şüphe takıntısı olan kişi, bir eylemi yaptığından bir türlü emin olamaz ve bu yüzden defalarca davranışı tekrarlar. İçinden bir ses sürekli gidip her şeyi kontrol etmesi gerektiğini söyler. Kişi de içindeki sese kulak verir ve gidip her şeyi tekrar kontrol eder. Boşuna kaygılandığını görüp içi rahatlayana kadar, davranışı tekrarlamaya devam eder. ‘’Ya iyi bakmadıysam’’ diye defalarca kendi kendine söylenir. Şüphe, her defasında geri gelir ve kişinin gün boyu huzursuz olmasına neden olur. Şüphe takıntısı olan kişi, çeşmeleri kapatıp kapatmadığını, lambaları söndürüp söndürmediğini, ütünün fişini prizden çekip çekmediğini, kapıyı ve pencereleri kapatıp kapatmadığını, kilitleyip kilitlemediğini  defalarca kontrol eder. Buna rağmen içindeki şüphelerden kurtulamaz. 

Eğer uzun süreli bir yere gidecekse, saatlerce evden çıkamaz çünkü evden çıkmadan önce her şeyi kontrol etmek zorundadır.  Örneğin şüphe takıntısına sahip olan bir kız, ütüyü fişten çekip çekmediğini kontrol etmek için gittiği yerden geri döner, defalarca kontrol eder ve en son çözüm olarak, ütüyü yanına alır ve evden çıkar.
İşte bu durum şüphe takıntısının güzel örneklerinden biridir. Sadece bu örnekle sınırlandırmakta yanlış olur. Şüphe takıntısı bir çok konuda kendini gösterebilir.

Detayları aşağıdaki videoda izleyebilirsiniz


Hazırlayan: Yasemin Şenkol